17-26 Haziran tarihleri
arasında Girit’te Pan Ortodoks Konseyi
(ya da Genel Sinodu) yapılmaktadır ve bu toplantı Hıristiyan Tarihi’nde
önemli bir yer alacaktır. Çünkü buna muadil bir genel Hıristiyan toplantısı en
son 787’de yapılmıştı. Böyle bir ortak toplantı yapma fikri ilk olarak 1902’de
ortaya atılmış ve hazırlıklarına Patrik Athenagoras’tan döneminde 1961 yılında
başlanmıştı. 55 sene içinde ancak karar verilebilen bu toplantı; Katolik ve
Ortodoks ayrışmasının katılığının da bir göstergesidir.
2016’da İstanbul’da
yapılması kararlaştırılan bu toplantı, Rum Patriği Bartholomeos’un 2014’te
başlayan girişimleri sonucunda kabul edilmiştir.
Yapılacak Pan Ortodoks Konseyi
için ilk olarak Aya İrini Kilisesi istenmişti ve konseyin son provası 2016
Ocağında İstanbul’da yapılacaktı. Ancak bu esnada ortaya Rus Kilisesi faktörü
çıktı! Rus Patriği Kiril; Türkiye ve Rusya arasında yaşanan, 24 Kasım’da bir askeri
Rus uçağının düşürülmesinin ardından başlayan siyasi kriz nedeniyle
İstanbul’daki toplantıya katılmayacaklarını bildirdi.
Nitekim
27 Mayıs’ta Yunanistan’ı ziyaret eden Rusya Devlet Başkanı Putin
de Başbakan Tsipras'la birlikte yaptığı basın toplantısında, bir yandan Türkiye
ile ilişkileri düzeltmek istediğini söyledi, öte yandan da düşürülen uçak
konusunda Türkiye'den hâlâ bir özür açıklaması beklediklerini dile getirdi ve
de uçağın ikinci pilotunun öldürülmesinin savaş suçu olduğunu vurguladı.
Ve sonuç olarak bu önemli
toplantı için, Rus Kilisesi’nin isteği ile Türkiye’de yapılmaması kararı alındı
ve Girit’te yapılması kararlaştırıldı. Bu konuda Patrik Bartholomeos şöyle
konuşmuştu: “Bizim misyonumuzun içeriği dinîdir, siyasi değildir. Ya iptal
edecektik, ya da bir başka yere taşıyacaktık. Biz de İstanbul’daki
Patrikliğimize bağlı olan Girit’te yapmaya karar verdik” Ancak
ilerleyen günlerde Ruslar olağanüstü bir Sen Sinod toplantısı yaparak bu
toplantıya katılmama kararı aldılar.
Bartholomeos
Girit’e gitmek üzere hareket etmeden önce kendisine bu toplantı ile ilgili soru
soran gazetecilere evvelâ İstanbul’da yapılması planlanan konseyin uçak krizini
bahane eden Rus Patriği Kiril’in “İstanbul’a gelmeyiz” şeklindeki
tepkisi üzerine Girit’te yapılmasının kararlaştırıldığını söyledi.
Ardından ise Rus
Patriği Kiril’in bu değişikliğe rağmen Girit’e de katılmayacağını şu sözlerle
ifade etti: “Temennilerimiz toplantının İstanbul’da yapılmasıydı. Ama Rusların
talebi üzerine bunu değiştirmek zorunda kaldık. Onlara da bir jest yaptık.
Mademki Türkiye’ye gelmek istemiyorsunuz buyurun Cenevre’ye gidelim, buyurun
Girit’e gidelim dedik. Ancak oraya da gelmiyorlar.”
Ruslardan başka
Bulgar Patrikhanesi, Antakya Patrikhanesi ve Gürcistan Patrikhanesi’nin de bu toplantıya katılmama
kararı almaları hakkında ise; “Ortodoks Âlemi 14 kiliseden müteşekkildir. Bu
toplantıya 10 kilise geliyor, 4 kilise şu an gelmiyor. Ama belki son anda bir
değişiklik olabilir. Sebep olarak da ‘Hazır değiliz. İmzalayacağımız metinleri
düzeltelim’ dediler. Bunları tabii orada da çalışmalarımız esnasında
yapabilirdik. Fakat son anda mazeretler çıkardılar.”
Bulgaristan bu
toplantıya her ne kadar metinlerdeki çelişkiler nedeniyle katılma kararlarından
vazgeçtiklerini deklare ettiyse de Bulgaristan’daki kaynaklarımızdan aldığımız
bilgiye göre; Bartholomeos’un 7 Kasım 2015’te Bulgaristan ziyaretinde yarattığı
politik skandaldan ötürü Bulgar Hükümeti’nin, Bulgar Kilisesi’nin Pan
Ortodoks Konseyi’ne katılmasına yönündeki telkinleri de etken olmuştur.
Bu
toplantı öncelikle Ortodoks kiliseler arasında mevcut olan problemleri masaya
yatırmayı ve var olan ihtilafları çözmeyi amaçlıyordu. Konseyin ana başlıkları
şunlardır: Ortodoks
Diasporası’nın sorunları, Otonom kiliselerin durumu, Perhiz kuralları, Evlilik
ve aile konusunda yaşanan gelişmeler ve sorunlar, Ortodoksların diğer Hıristiyan
kiliseleri ile ilişkileri ve Teknoloji ve bilimde yaşanan gelişmelerin
Ortodoks dünyasında yarattığı yenilikler ve sorunlar.
Aslında
problemler arasında Ukrayna
Kilisesi'nin geçmişten gelen Moskova Patrikliğine karşı
yürüttüğü bağımsızlık mücadelesi de bulunmaktadır. Ukrayna Kilisesi; 1686
yılında Rum Patrikhanesi’nin onayıyla Moskova Patrikliği'ne bağlanmıştır. Bu
kararın iptal edilmesi için Ukrayna Kilisesi uzun zamandır Rum Patrikhanesi’nin
desteğini istemekteydi. Bartholomeos 2008
yılında bu meseleyi görüşmek üzere Ukrayna'ya bir ziyaret yapmış ve ardından
dönemin Rus Patriği II. Aleksey ile de görüştükten sonra İstanbul’a dönmüştü.
Bu süreçte Rusya; Türkiye'ye doğalgaz üzerinden baskı uygulayarak bu konuyu
siyasi hamlelerle savuşturmak eğilimini göstermişti. Bu bir anlamda Rusya
Devleti’nin Rus Patrikhanesi’ne de doğal bir desteğidir. Ve böylece 2008
yılında Rum Patrikhanesi’nin Ukrayna Kilisesi'ni direk kendi bünyesine bağlama
girişimi akamete uğradı ancak 2014’te Ukrayna'da meydana gelen olaylar ve Rusya’nın
Ukrayna’ya askeri müdahalesi bazı dengeleri değiştirdi.
Girit’te
yapılan Pan Ortodoks Konseyi’nde Ukrayna konusunun ele alınmayacağı önceden
deklare edilmişti ve Muğla (Telmessos)
Metropoliti Job’un yönettiği bir basın toplantısında bu soru kendisine “Ukrayna
konusu da görüşülecek mi?” şeklinde sorulunca net olarak “Bu
gündemde Ukrayna konusu yoktur.” cevabı verildi.
Rusya’nın; asırlardır Moskova için “Üçüncü Roma” hayalleri
süregelmektedir. 12 Şubat 2016’da Papa
Franciscus ile Patrik Kiril, Küba'da bir araya geldiklerinde bu görüşmeyi Rus kaynakları “Ortodoks
Dünyası lideri ile Katolik Dünyası’nın lideri buluştular” şeklinde
yansıtmışlardı.
Patrik Kiril başkanlığında acil olarak toplanan Rus Kilisesi Sen Sinodu Girit'te toplanacak Konseye
katılmama kararı aldı ve ayrıca Sırp, Bulgar ve Antakya Ortodoks Kiliselerini
de kendi safına katmak için çaba sarf edildi. Rus Kilisesi, Kiev ve Ukrayna'dan
vazgeçmek niyetinde değildir. Bu nedenle Rum Patrikhanesi’nin konsey hamlesini
engellemek için elinden geleni yaptığı görülmektedir.
Rus Kilisesi’nin
olağanüstü Sen Sinod toplantısının ardından ise (özetle) şu açıklama yapılmıştır: “Bütün Ortodoks Otokefal Kiliseler
katılmadığı takdirde bu toplantının bir ‘Pan Ortodoks Konseyi’ olamayacağından,
burada alınacak kararların da geçersiz olacağını beyan etmek isteriz. Yapılması
gereken en doğru adım, bu konseyin ertelenmesi olmalıdır. Konseyin
geçerli olması için bütün Otokefal kiliselerin hazır bulunması gerekmektedir
ancak başta Antakya Kilisesi olmak
üzere Gürcü, Sırp ve Bulgar Kiliseleri konseye katılmayacaklardır. (Sırp Kilisesi son anda karar değiştirerek
konseye katılmıştır.) Böyle eksik
katılımlı bir konseyde ele alınacak konular ile ilgili kaygılıyız ve Ukrayna
Kilisesi'nin Otokefallığı meselesinin de bu konseyde gündeme gelmesinden de ayrıca
kaygı duymaktayız.”
17-26 Haziran olarak deklare edilen Konsey için Bartholomeos 15
Haziran’da Girit’e geldi. Diğer kilise önderlerinin intikali ise 16 Haziran’da
gerçekleşti. Konsey süresince; 18 Haziran’da Heraklion Belediye Başkanı Claus
Labrino tarafından bir resepsiyon verildi. 19 Haziran Pazar günü kilise
ayinlerinin ardından Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopoulos tarafından bir
resepsiyon verildi ve Bartholomeos Cumhurbaşkanına ve kilise temsilcilerine
hitaben bir konuşma yaptı. 20 Haziran Pazartesi günü ise oturumlara başlandı. Programda 16 oturum ve bir kapanış oturumu görülmektedir.
25
Haziran’da ise ABD’li Arhonlar tarafından Denizcilik Müzesi’nde kilise
önderlerine bir resepsiyon verilecektir.
Çok sayıda Vatikan
temsilcisi din adamının katıldığı konseyde Papa Francis’in yolladığı bir mektup
da okundu ve Papa’nın resmi Twetter hesabından 19 Haziran’da konsey için iyi
temenniler dileyen bir twet atıldı.
(Bir sonraki yazımızda; Pan Ortodoks Konseyi’nde varılan
sonuçlar ile oturumlar esnasında irdelenmesi gereken diğer hususları ele
alacağız. Yine bir sonraki yazımızda –bu makalenin çok uzun olmaması için- yer
vermediğimiz Konsiller Tarihi ile Katolik/Ortodoks ayrışmasının kronolojisini de
değerlendireceğiz)